Genel Tarım Sigortası Fonu 2020 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı kabul edildi

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Genel Tarım Sigortası Fonu 2020 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı, 20 kabul ve 14 ret oyuyla, oy çokluğuyla kabul edildi. 16 milletvekili oylamaya katılmadı.

OĞUZ: “FONUN 48 MİLYON TL ALACAĞININ PEŞİNDEYİZ”

Tarım Bakanı Dursun Oğuz, Genel Tarım Sigortası’nın çiftçinin olduğunu ve hep öyle kalacağını vurgulayarak, imece kartın da kendilerinin değil özel bankaların bir çalışması olduğunu kaydetti.

Genel Tarım Sigortası’nın alacaklarının 48 milyon TL civarında olduğunu ve bunun peşinde olduklarını ifade ederek, 3 günlük teknik çalışma nedeniyle suların verilemediğini söyleyerek, ”Şahali de bugün gösterdiği hassasiyeti bakanken de gösterseydi” dedi.

2015-2020 döneminde aküferde artış olmasının sevindirici olduğunu, bunun ülke için de önem taşıdığını kaydeden Oğuz, Geçitköy Barajı’ndan 93-97 günlük su çekimini 70 civarına indirdiklerini belirterek bunu nasıl sağladıklarını anlattı.

“SU HATTINDAKİ TAMİRLE İLGİLİ VİMDE SAPMA YOK”

Oğuz, tamir ve montaj çalışmalarının şu anki durumuyla ilgili bilgi vererek, takvimde herhangi bir sapma olmadığını yineledi.

Oğuz, Gazimağusa hattında meydana gelen arıza nedeniyle de bu bölgeye her yerden 24 saat geç su verilebildiğini vurguladı.

YARIN 23 MİLYON TL DGD ÖDEMESİ

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, Doğrudan Gelir Desteği kapsamında 23 milyon TL ödemenin yarın yapılacağını belirterek, küçükbaş hayvan ödemelerinin de bu ay içinde yapılması için çalıştıklarını kaydetti.

Bakan Oğuz, Genel Tarım Sigortası kapsamında yer alması gereken seracılık, muz, bağcılık sektörlerinin dahil edildiğini, üreticiye daha çok sahi çıkmak için çalışmaların devam edeceğini kaydetti.

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli de söz alarak, Dünya Sağlık Örgütü’nün bugün itibariyle Covid-19 bulaşanların 20 milyonu geçtiğini 750 bin de ölüm olduğunu açıkladığını ifade ederek, bu rakamların her birinin arkasında büyük acılar bulunduğunu söyledi.

Bu işin başından beri bu konuda güçlü bir lidere ihtiyaç olduğunu, yeniden açılma sürecinde de bu liderliğin öneminin ortaya çıktığını kaydeden İncirli, bu virüsün ne zaman biteceğinin belli olmadığını DSÖ’nün “aşıyı beklemeyin tedbirinizi alın” dediğini, kendilerinin ilk günden beri söylemesine rağmen hükümetin pandemi hastanesi serüveni oluşturduğunu kaydetti.

Sıla Usar İncirli, Başbakan’ın Ankara’dan 100 yataklı pandemi hastanesi müjdesiyle geldiğini ve önceden yapılması gereken hastaneyi hicap duymadan müjdelediğini kaydederek, testlerin 6-7 ayın sonunda arttırılmasından memnuniyet duyduklarını kaydetti.

Test yapma yetkisi verilen laboratuvarlarda kalite kontrol yapılıp yapılmadığını sorgulayan İncirli, devlet hastanesinde de aynı tedbirlerin alınması gerektiğini anlatarak hastanede hiçbir tedbir kontrolü yapılmadığını savundu.

Devlet Hastanesinin çoğu bölümlerine el konulduğunu ifade eden İncirli, bir günde hastanenin çoğunun Covid hizmeti verir hale geldiğini söyleyerek, “Hükümet işgalci zihniyetle var olanı da bozarak işgale devam ediyor” dedi.

Sıla Usar İncirli, “Ayaktan Tanı’nın tabelasını indirerek adına pandemi diyecekler ancak halk da biz de bunun uygun olmadığını biliyoruz” diyerek, alınan bu kararlarla hem çalışanların hem de hastaların huzurunu bozmakla itham ettiği hükümeti “huzur bozucu” olarak niteledi.

Bulaş zincirinin kırılmasının önemini vurgulayan İncirli, hızlı tanı temaslı takibinin önemli olduğunu yineleyerek, okulları açma kararı alırken bu tedbirlerin nasıl alınacağıyla ilgili herhangi bir bilgi verilmediğini söyledi.

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, yeni yükselişler olacağı bilincinde olduklarını ancak hükümetin yapacağı düzenlemelerden haberdar olmak istediklerini ve temaslı takibinin nasıl yapıldığıyla ilgili de bilgi edinemediklerini kaydetti.

Karantina kurallarına uymayanlara uygulanacak cezaların hâlâ belirlenmediğini ve bunun nasıl yapılacağının bile bilinmediğini kaydeden İncirli, henüz bir yasa değişikliği görmediklerini söyledi.

Hibe edilen testlerle ilgili de teknik bilgi veren İncirli, AB’nin hibe ettiği cihazlara ihtiyaç olmadığını, bunun hükümetin öngörüsüzlüğüyle alakası olduğunu savundu.

Virüsü baskılamanın ve yayılmasına engel olmanın çok önemli olduğuna işaret eden İncirli, uzun vadeli plan ve projelere ihtiyaç olduğunu hatırlatarak hükümeti bu süreci yönetmek için çalışmaya çağırdı.

İncirli, tüm süreçlerin takipçisi olacaklarını ve doğruları söylemeye devam edeceklerini kaydederek, Lübnan’daki patlamadan dolayı duyduğu üzüntüyü de dile getirdi.

Daha sonra söz alan CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, yine Genel Kurul’da ilginç bir gün geçirdiklerini, şu ana kadar bu son olağanüstü toplantıya gereken alakayı göremediğini söyledi.

Özdenefe, hükümetin bir bakanının, bir milletvekiline “seni ciddiye almıyorum” diyebildiğini, Meclis Başkan Yardımcısı’nın “sizin yüzünüzden halk bize güvenmiyor” demesini kesinlikle üstüne almadığını ancak öz eleştiriyse saygı duyacağını belirtti.

Özdenefe, istihdam konusunun hâlâ havuç gibi halka gösterildiğini ve hükümetin 2 bakanının istihdam edilenlerin akrabaları olmadığını Genel Kurul’da açıklamak zorunda kaldığını anımsattı.

Kimsenin şaibe olmadığına inanmadığını, “yani akraba değilse adildir” mi demek istediklerini bilemediğini söyleyen Özdenefe,  kimsenin şeffaf bir açıklama yapamadığını kaydetti.

Şayıştay’ın avans alındı iddialarını değerlendirdiğini, böyle bir iddianın olmasının bile ciddi bir mesele olduğunu ifade eden Fazilet Özdenefe, bakanın avukatlığa soyunup belediyeyi savunmasının doğru bir yanının olamayacağını kaydetti.

Özdenefe, Kamu Hizmeti Komisyonu ocak başını işaret ederken geçici öğretmen istihdamıyla ilgili bir belirsizlik içerisinde seçim yasakları ve yeni eğitim yılına başlanacağını hatırlattı.

Bakanlar Kurulu’nda görüşülen konulardan bakanların haberlerinin olmadığı iddiasının da içler acısı olduğunu kaydeden Özdenefe, Covid-19’la geçen 6 ayda neler yapıldığını ve 1 Eylül sonrası neyle karşı karşıya kalınacağını bilmek istediklerini söyledi.

Hastalığın nasıl ilerleyeceği, veliler, öğretmenler doktorların bu sürecin neresinde olduğunu bilemediklerini kaydeden Özdenefe, eğitimde ve hayatın tüm alanlarında yeniden bir yapılanmaya gidilmezse gelecek yıl çok daha vahim bir noktada olunacağını savundu.

Su analizlerinin de uzun zamandır yapılmadığını ileri süren Özdenefe, pandemiyle mücadele ediliyor diye diğer konuların ilgisiz bırakılamayacağını söyledi.

TDP milletvekili Hüseyin Angolemli, Toprak Ürünleri Kurumu’na 7 kişi istihdam edildiğiyle ilgili bilgi aldığını ifade ederek, geçmişte de buna benzer yasa ihlalleri olduğunu ve sonucunda yaşananları anlatarak, bu işin ucunun bırakılamayacağını kaydetti.

İrsen Küçük’ün Tarım Bakanlığı döneminde Genel Tarım Sigortası Fonu’nun yasalaştığını, ancak bu işle uğraşanların o zamandan beri sigorta konusunda sıkıntı yaşadıklarını kaydeden Angolemli, hayvancılıkla uğraşanların yaşadıkları mağduriyetlere örnekler verdi ve yapılabilecekleri sıraladı.

Anglemli, tonlarca zeytinyağının üreticilerin elinde kaldığını, bu konuda alınan önlemleri bilmek istediğini kaydederek, koronavirüs nedeniyle kamudan yapılan kesintiler geri ödenirken hayvancıdan yapılan kesintinin niye geri verilmediğini sordu.

Tarım kesimine hükümetin gereken özeni göstermediğini savunan Angolemli, ülkede rekabet gücü olan ürünlerden birinin enginar olduğunu ancak hâlâ sigorta kapsamına alınmamasının sebebini sordu.

Angolemli, istihdamlar konusunda ülke genelinde gerginlik yaşandığına işaret ederek geçmişte bu konuda yaşananların caydırıcı olmamasını eleştirdi.

TDP Milletvekili Zeki Çeler, ülkede istihdamın bir seçim yatırımı olarak görüldüğünü, yapılması gerekenin hükümete kim gelirse gelsin istihdam için siyasilerin peşinden koşulmasının engellenmesi olduğunu kaydetti.

Kamunun koronavirüs döneminde kesilen maaşlarını geri alırken özeldekilerin zaten maaşlarını bile alamadığını hatırlatan Çeler, “Özel sektöre verilecek değerin önemini anlamış olsaydık bugün bunu değil Tarım Sigorta Fonu’nu konuşabilecektik” dedi.

Özel sektörde çalışmanın istenmemesinin sebeplerini sıralayan Çeler, Meclis’in son toplantısında seçim için istihdamın geçici çare olduğunun anlaşılmasını temenni etti.

Çeler, bundan böyle maske takmayana ceza kesileceği bilgisini aldıklarını ancak bu cezanın ne olduğunu öğrenemediğini, üstelik restoran ve barlarda maske takılmazken sokaktakilere hangi gerekçeyle ceza kesileceğini merak ettiğini kaydetti.

CTP Milletvekili Asım Akansoy da günümüzde bu tür fonların daha da önem kazandığını belirterek, küresel ısınmanın yol açtığı değişimle ilgili projelerin üretilmemesinin endişe verici olduğunu kaydetti.

Sabah yapılan bir oylamayla 15 sağlıkçının istihdam edileceği bilgisini aldıklarını söyleyen Akansoy, AB’nin mali yardım tüzüğüyle 25 sağlık çalışanının istihdamının da reddedildiğini belirtti.

Akansoy, bunun kendileri için kabul edilebilir olmadığını böyle bir desteğin reddedilmesine anlam veremediklerini, Kıbrıs’ın AB üyesi olduğunun unutulduğunu ve bu haklardan yararlanılması için adım atılmadığını söyledi.

Akansoy, hükümetin AB ile ilişkiler askıya aldığını ve ülkeyi bazı haklarından mahrum ettiğini savundu.

Özel jet kriziyle hükümetin sallandığını ve hâlâ bir rapor paylaşılmamasını eleştiren Akansoy, rapor hakkında niye hâlâ hiçbir açıklama yapılmadığını sordu.

Yerinden söz alan Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, geçen hafta ön raporda yazılanlar hakkında bilgi verdi ve silinen kamera görüntülerinin geri getirilmesi için çalışmaların devam ettiğini bildirdi.

Başbakan ve 2 muhalefet liderinin Ankara’ya davet edilmesiyle ilgili de konuşan Akansoy, ”Kıbrıs Türk toplumuna ve iradesine saygı duyuyorsanız nerede ne zaman olacağınıza önem vermelisiniz” dedi.

Daha sonra kürsüye gelen Maliye Bakanı Olgun Amcaoğlu, Gazimağusa Belediyesi’ne verilen avansla ilgili kendisinin Maliye Bakanı olarak yasaların kendisine verdiği yetkiden haberdar olduğunu ve kime ne kadar avans verebileceğini bildiğini kaydetti.

28 belediyenin 19’unun mali sorun yaşandığını ilk kez kendi döneminde protokol imzalanarak ödeme planı yapıldığını söyleyen Amcaoğlu, Maliye Bakanı olarak sıkışan hiçbir belediyeye sırtlarını dönemeyeceklerini ve yasal zeminde destek olacaklarını belirtti.

Amcaoğlu, Genel Tarım Sigortası’nın bütçesi görüşülürken, bakanlık sayfasından paylaşılamayan bilgilerin de en kısa zamanda sayfada yerini alacağını kaydetti.

Fonda toplanan parayla ilgili de bilgi veren Amcaoğlu, bakanlık olarak üzerlerine düşen tüm adımları atarak ödemeleri harfiyen yerine getirdiklerini söyledi.

Amcaoğlu, tarım sektörüyle uğraşanların sigortalanması konusunda sıkıntı olduğunu ve bir an önce bu konuda çalışma başlatılmasını istediklerini, kendilerinin bakanlık olarak üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını kaydetti.

Konuşmaların ardından Genel Tarım Sigortası Fonu 2020 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı, 20 kabul ve 14 ret oyuyla, oy çokluğuyla kabul edildi. 16 milletvekili oylamaya katılmadı.