Denktaş, İskele’ye bağlı köyleri ziyaret etti

Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Serdar Denktaş, seçim çalışmaları kapsamında İskele ilçesine bağlı köyleri ziyaret ederek vatandaşlar ile bir araya geldi.

Sosyal mesafe kurallarına uygun olarak bazı bölgelerde vatandaşlara hitap ederek adaylık vizyonunu anlatan Denktaş, Anayasa Referandumu konusunda da bilgiler verdi ve vatandaşa “Evet” deme çağrısında bulundu.

Denktaş bu kapsamda Dipkarpaz, Sipahi, Yeni Erenköy, Yeşilköy, Avtepe, Ziyamet ve Bafra’da vatandaşlar ile buluştu, Kamp Der Karavan Alanını ziyaret ederek bölgede yaşanan sıkıntıları dinledi.

Denktaş, Kamp Der Karavan alanında bulunan vatandaşları ziyaretinde yaşanan sorunlar hakkında ilk fırsatta Belediye Başkanı ile görüşeceğini, bölgeye bir arıtma tesisi dahil, her türlü hizmetin verilmesi gerektiğini, böylelikle belediyenin de gelir elde edebileceğini söyledi.

Hükümette yer aldığı  dönemde kamp alanı ile ilgili yapılan çalışmaları anımsatan Denktaş, o dönem yapılan protokolde zaten Kamp Der’in toplayacağı rakam kadar bir rakamın Turizm Bakanlığı’ndan Belediyeye  bölgede harcanmak ve daha iyi hale gelmesinin sağlanması için verileceğini ifade ederek: “Anladığım kadarıyla bu, farklı bir şekle dönüştürülmek isteniyor. Bir çare mutlaka hafta içinde bulmaya çalışacağız. Belediye başkanı ile de görüşeceğim. Belediyesiz olmaz. Ama Belediye kazanç elde etmek istiyorsa, bölgesinde güzel bir dinlenme yeri istiyorsa o zaman sizlerle oturup uzlaşması lazım. Çatışması değil. O uzlaşma için yardımcı olmaya çalışacağım” dedi.

Denktaş, Genel Kurulunu gerçekleştiren Kam Der’e yeni dönemde de başarılar diledi.

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Denktaş, İskele’ye bağlı köylere gerçekleştirdiği ziyaretlerde Cumhurbaşkanlığı seçimi ile aynı anda yapılacak Anayasa referandumu konusunda vatandaşlardan “Evet” oyu vermelerini istedi.

Oylanacak olanın Devletin adalet sisteminin daha hızlı çalışmasını sağlayacak bir eksikliği ortadan kaldıracak tek maddelik bir değişiklik olduğuna dikkati çeken Denktaş: “Bunu sağlamalıyız ki ilerde oluşacak olan yeni Meclisler otursun hakikaten daha çalışabilir, belki sistem değişikliğini de içinde barındıran, Anayasa değişiklik çalışmasını yaparlar ve cesaretle vatandaşın bilgisine getirirler.” dedi.

Cumhurbaşkanlığına tüm halkın en başındaki kişi olarak Kıbrıs Türk halkını  yurtdışında temsil eden, masada Kıbrıs sorunu konuşulurken savunan, kavga etmeyen ama boyunda eğmeyen bir yapı ile talip olduğunu söyleyen Denktaş, günü geldiğinde tüm adayların halk tarafından değerlendirileceğini ancak esas unutulmaması gerekenin bu seçimin bir parti seçimi olmadığı gerçeği olduğunu belirtti.

 

Bölgede bazı evlerle ilgili yazılar geldiğini anımsatan Denktaş, geçirilen yasadan sonra açılan bir dava sonrasında mahkemenin verdiği bir karar neticesinde, emsal olunmasından yola çıkıldığının görüldüğünü söyledi.

Denktaş şöyle devam etti. “Şimdi yapılması gereken ilgili maddenin değişikliğini sağlayıp Meclis’ten geçirmek ve Devletin kendi vatandaşını koruyan bir noktaya geçmesini sağlamak. Burda kalan yerleşik olan Rumların torunları ilgili kişi ölmüşse hak talep edebilir. Tazminatını alır ve o iş kapanır. İşin doğrusu ara dönemde de hiç gündeme gelmemiştir olay. Gündeme gelmiş olsaydı, sonraki hükümetler bunu bir şekilde düzenlerdi. Ama her zaman huyumuzdur. Bıçak kemiğe dayanınca şikayetçi olmaya başlarız ve hareket etmeye başlarız. Bu da onlardan biri. İnceleyeceğiz ve neyse yapılması gereken değişiklik onu düzeltmek zorundayız.”

Konuşmasında Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmelere değinen Denktaş, Türkiye Cuhurbaşkanı Erdoğan’ın Yunanistan’a diyalog çağrısının önemli olduğuna değinerek “Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs Türk ve Rum tarafları biraraya gelsin bir Doğu Akdeniz Enerji Platformu oluşturalım. Bu gazla ilgilenen uluslararası şirketlerin temsilcilerini de bu platformun etrafına alalım bu işi konuşarak halledelim.” dedi.

Türkiye’nin  Akdeniz’e en geniş sahili olan ülke olarak söz hakkı olduğunu ve  herhangi bir Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmasına itirazının da doğal olduğunu kaydeden Denktaş, Kıbrıs Türklerinin de  1960’da eşit ortak olarak katılan taraf olarak bütün ada üzerindeki zenginliklerde de %50 pay sahibi olduğunu dile getirdi.

Denktaş, siyasetçinin uzun zamandır dünya’yı izlemekten vazgeçtiğini ifade ederek  bir araya gelip birlikte ses verme alışkanlığının olması gerektiğini kaydetti.

Meclis’i bu konuda harekete geçirmek için önce Cumhurbaşkanlığında bu konulara inanan ve takip eden birinin olması gerektiğini belirten Denktaş, bu dönemde bu konularda hiç ses çıkmadığını ifade etti.

Türkiye ile ilişkilerde şu anda bir kesimin kavga ve çatışma yolunu seçtiğini, bir kesimin ise her söylenene boyun eğen bir tavırda olduğunu ifade eden Denktaş şöyle devam etti:

“Ne yapacağımızı bilen, Türkiye ile işbirliğine gönülden inanan, herşeye boyun eğmeyen ama ne istediğini de bilen bir noktada olacağız. Benim Cumhurbaşkanı olarak yapacağım ilk iş buradaki dağınıklığı toplamaktır. Herkes bir kafadan konuştuğu müddetçe hiçbirşey olmaz. Ama kendi iç dağınıklığımızı toparlarsak ve olabildiğince geniş bir mutabakat sağlarız o zaman Türkiye  bize  gönül rahatlığı ile yardım edecektir. Denktaş döneminde olduğu gibi… O zaman Denktaş’ı eleştirenler, ‘Türkiye’yi Kıbrıs sorununda istediği yere götürürdü’ derdi dönemin muhalefeti. Şimdi ne diyorlar; ‘Türkiye bize istediğini yaptırır.’ Bu kez de bundan şikayetçi olmaya başladı.”