Son tahminlerin tarihsel verilerle tutarsız olduğunu söyleyen araştırmacılara göre, deniz seviyesindeki yükselme, daha önce düşünülenden daha hızlı ve daha büyük olacak. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) en son değerlendirmesinde, deniz seviyesİnin 2100 yılına kadar 1,1 metrenin  üzerine çıkma ihtimalinin düşük olduğunu açıklamıştı.

ORTALAMA 1,35 METRE YÜKSELME BEKLENİYOR

Ancak, Copenhag Üniversitesi’nin Niels Bohr Enstitüsü’nden iklim araştırmacıları, en iyi durumdaki bir iklim senaryosunda bile, seviyelerin 2100’de ortalama olarak 1,35 metreye kadar yükseleceğine inanıyor. 

Ocean Science dergisinde yayınlanan çalışma kapsamında araştırmacılar, IPCC’nin değerlendirmesini doğrulamak için deniz seviyesi yükselmesine ilişkin tarihsel verileri kullandıklarında, yaklaşık 25 santimetrelik bir fark bulduklarını açıkladı. 

 

 

Öte yandan, IPCC tarafından tarafından yapılan değerlendirmede  buz tabakaları, buzullar ve okyanuslarda  genleşme modellerinden yaralanıldı. Ancak Grinsted, kuruluşun araştırmada kullandığı verilerin yetersiz oluğunu söyledi.

1990’lardaki uydu gözlemlerinden önce Antarktika’nın erime oranı hakkında neredeyse hiçbir veri bulunmadığını ifade eden Grinsted, geçmişe bakarak gelecekteki senaryoları doğrulama yöntemlerinin, deniz seviyesindeki yükselmenin nasıl analiz edileceğine dair bir yer edinebileceğini umduğunu açıkladı. 

DÜNYANIN YÜZDE 44’Ü KIYILARDA YAŞIYOR

Arupa Birliği’nin (AB) su kaynakları ve enerjinin sorumlu kullanımı hakkında yayın yaptığı Better World Solution’s Platformuna göre, şu anda dünyanın yüzde 44’ü deniz ve okyanus kıyılarının 150 kilometre çevresinde yaşıyor. 

YILLIK MALİYET 1 TRİLYON DOLARI BULABİLİR

Deniz seviyesinin yükselmesi özellikle sel baskınlarına karşı altyapının bulunmadığı Doğu Avrupa, Orta Doğu, Endonezya, Bangladeş, Hindistan, GÜney Ameirka, Çin ve  Güney Asya ülkelerini tehdit ediyor.  Deniz seviyesinin yükselmesi ve batan topraklardan kaynaklanan risklerlerle birlikte, büyük kıyı şehirleri için küresel sel hasarının gerekli adımlar atılmadığında 2050’nin ardından yıllık 1 trilyon dolara mal olabileceği tahmin edilliyor.