Kış aylarıyla birlikte hem gribal enfeksiyonlarda artış hem de Covid-19 enfeksiyonuna yakalanma endişesi herkesi bir takım bağışıklık güçlendirici besinlere ve alışkanlıklara yöneltiyor. Bunlardan biri de; halk arasında doğal şifa kaynakları olarak görülen bitki çayları. Ancak aman dikkat!
Acıbadem Kadıköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ece Öneş, bitki çaylarının sağlığa birçok faydası bulunmakla birlikte; hipertansiyon, diyabet veya kanser gibi kronik hastalıklarda hastalığın şiddetini arttırabildiğini, üstelik kullanılan ilaçlarla da etkileşime girerek ilaçların ve tedavinin etkinliğini azaltabildiğini vurguluyor.
Bununla birlikte dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli noktanın da; açıkta satılan bitki çaylarındaki tehlike olduğunu belirten Ece Öneş “Nereden temin edildiği bilinmeyen bitki çaylarında tarım ilaçları, çevresel toksinler, çinko, kurşun gibi ağır metaller, endüstriyel atıklar veya küf bulunabildiği gibi aynı zamanda uzun süre açık havayla temas eden bitki çaylarında aflatoksin denen bir mantar toksini bulunabilmektedir.
Aflatoksin karaciğer hasarlarına yol açabildiği gibi uzun vadede karaciğer kanserine neden olabilmektedir. Bu nedenle bitki çayları bilinçli bir tüketim gerektirir, aksi takdirde şifa vermek yerine vücudunuza ciddi zararlar verecektir” uyarısında bulunuyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ece Öneş, kışın öne çıkan 10 bitki çayını ve bitki çayı tüketirken dikkat edilmesi gerekenleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Bitki çaylarının içerisinde en meşhuru olan yeşil çay, bileşiminde bulundurduğu epigallokateşin galat fitokimyasalı sayesinde metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olur, yüksek antioksidan kapasitesi sayesinde düzenli tüketimde bağışıklık sistemini güçlendirici ve kronik hastalıklardan koruyucu etki gösterir. Ancak aynı zamanda yüksek miktarda kafein içerdiği için yüksek tansiyon hastalarında, kalp hastalarında, gebelerde ve emziren annelerde fazla tüketimi oldukça risklidir; bu gruba dahil olanların günde maksimum 1 fincan tüketmesi uygun olacaktır. Sağlıklı kişilerde ise günlük tüketim 2 fincanın üzerinde olmamalıdır.
Gribal enfeksiyonlara karşı bağışıklığı güçlendirmek veya enfeksiyonu hafif geçirmek için çok sık kullanılan etkili bir bitkidir. Kış aylarında her gün 1 veya 2 fincan tüketilerek kür şeklinde uygulanabilmektedir, ancak bu tüketim şeklinin de 1 aydan uzun sürmemesi gerekmemektedir. Sağlığa faydalarının yanı sıra ekinezya; kolesterol ilaçları, alerji ilaçları ve doğum kontrol haplarıyla etkileşime girebilmektedir, bu ilaçları kullanan kişilerin ekinezya tüketiminden uzak durması gerekir. Ekinezya aynı zamanda alerjik reaksiyonlara da sebebiyet verebilen bir bitki çayı çeşididir.
Soğuk algınlığı tedavisinde en etkili bitki çaylarından biri adaçayıdır. Bileşiminde bulunan cineol fitokimyasalı sayesinde öksürüğü önlemeye yardımcı olur. Aynı zamanda sakinleştirici etkisiyle de bilinen adaçayı sakinleştirici ilaçlarla birlikte kullanıldığında uykuya eğilimi çok fazla arttırabilmektedir. Aynı zamanda gebelikte kasılmaları da tetikleyebildiğinden gebelerin kullanması oldukça sakıncalıdır.
Kuşburnu C vitaminini en yoğun bulunduran bitkilerden biridir. İçerdiği yüksek C vitamini sayesinde antioksidan etki gösterir ve iltihabi hastalıkların birçoğunun tedavisinde kullanılır. Yüksek C vitamini içeriğiyle bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklara yakalanma riskini azaltır. Ancak günde 3 fincandan fazla tüketildiğinde ciltte kaşıntılara ve tahrişlere yol açabildiği gibi ağız, yemek borusu ve mide gibi sindirim kanalı organlarında da birtakım tahrişlere neden olabilir.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Ece Öneş “Üst solunum yolu enfeksiyonlarında, başta mide olmak üzere sindirim sistemi problemlerinde ve idrar yolu enfeksiyonlarında tedavi amaçlı kullanılabilen kekik çayının genellikle bilinmeyen özelliği ise tansiyon düşürmesidir. Bu etkisi düşük tansiyonlu kişilerde risk oluştururken aynı zamanda yüksek tansiyon hastalarının kullandığı tansiyon düşürücü ilaçların da etkinliğini arttırarak hayati risk oluşturabilmektedir. Yüksek tansiyon hastalarının kekik çayını mümkünse hiç tüketmemesi, tüketilmesi durumunda ise uzman kontrolünde ilaçtan 2 saat sonra şeklinde düzenlenmesi önerilmektedir” diyor.
Soğuk algınlığında, mide bulantısı başta olmak üzere mide-bağırsak rahatsızlıklarında sıklıkla kullanılan zencefilin çoğunlukla bilinmeyen özelliği ise safra salgısını ciddi şekilde arttırmasıdır. Bu nedenle safra kesesi rahatsızlığı bulunan kişilerin zencefili ve zencefil çayını uzman kontrolünde tüketmesi önemlidir. Mide bulantılarında kullanılmasından dolayı gebelerin sıklıkla başvurduğu bir çay olan zencefil çayının 1 g’dan fazla tüketimi adet söktürücü etkisi nedeniyle gebelerde düşük riskini arttırabilmektedir. Zencefil aynı zamanda pıhtılaşma bozukluğu olanların da mutlaka hekimine danışmadan tüketmemesi gereken bir bitkidir.
Zerdeçal çok güçlü antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahip bir fitokimyasal olan kurkumini içerir. Kurkumin, kan beyin bariyerini geçerek Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde olumlu etkiler gösterdiği gibi aynı zamanda kurkuminin eklem iltihaplanmalarının semptomlarını azaltabildiği ve kansere karşı koruyucu olduğu da bilinmektedir. Ancak tıpkı zencefil gibi zerdeçal da safra salgılarını arttırabildiği için safra kesesi hastalarının zerdeçal çayını da uzman kontrolünde tüketmesi önemlidir.
Sinameki çayı kabızlık tedavisinde kullanılabildiği gibi özellikle zayıflama çaylarında karşımıza sık sık çıkıyor. Ancak sinameki çayı bağırsaklarda kronik tembellik oluşturabiliyor ve bırakıldığında daha şiddetli kabızlığa yol açabiliyor. 3 haftadan daha uzun süreli düzenli tüketiminde ise bağırsaklarda kalıcı hasarlara yol açabildiği gibi tümör oluşumunu bile hızlandırabiliyor. Aynı zamanda sinameki düzenli kullanılan ilaçlarla etkileşime girebilen bir bitki olduğundan sürekli kullanılan ilaç varsa hekime danışarak tüketilmesi oldukça önem taşımakta.
Son yıllarda popülerliği artmış olan mate çayı yoğun kafein içeriği sayesinde metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olurken aynı zamanda idrar söktürücü ve ödem attırıcı etkileriyle de bilinmektedir. Ancak yoğun kafein içeriği nedeniyle yüksek tansiyon hastalarının ve kalp hastalığı bulunan kişilerin kesinlikle tüketmemesi gerekir. Gebelerin ve emziren annelerin tüketimine de uygun değildir. Sağlıklı kişilerde ise günlük tüketim 2 fincanın üzerinde olmamalıdır.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Ece Öneş “Antioksidan kapasitesi en yüksek çaylardan biri olan beyaz çay başlıca etki olarak sindirimi kolaylaştırır. Tıpkı yeşil çay ve mate çayı gibi kafein içeriği yüksek çaylardan biridir ve çarpıntı veya uykusuzluk gibi problemlere yol açabilir. Yüksek kafein içeriği nedeniyle tansiyon ve kalp hastalarının, gebelerin ve emziren annelerin tüketimine uygun değildir. Sağlıklı kişilerde ise günlük tüketim 2 fincanın üzerinde olmamalıdır” diyor.
SPOR
24 Kasım 2024SPOR
24 Kasım 2024SPOR
24 Kasım 2024FOTO GALERİ
24 Kasım 2024