Dizdarlı “Atmış yıllık yaşamımda ülkeye zarar veren bu kadar zararlı bir seçim dönemi yaşamadım.” diyerek şu ifadelere yer verdi:

“GÜNCEL

1- Ülkede hükümet krizi var. Ciddi sıkıntılara rağmen gidişat sanki bir seçim hükümeti ve erken seçim olacak gibi görünüyor. Aslında ne olacaksa olsun da artık bir an evvel bu seçim havasından çıkalım. Atmış yıllık yaşamımda ülkeye zarar veren bu kadar zararlı bir seçim dönemi yaşamadım. Korkarım böyle giderse sandığa gitme oranı iyice düşecek

Siyasi partiler , oturup kafa kafaya versinler. Önce bütçeyi geçirsinler. İstikrarı sağlayıcı bir seçim yasası olsun yapsınlar. Ayrıca , Yüksek Seçim Kurulu mevcut seçim yasasıyla bir seçim daha yapmak istemediğini defalarca duyurduğu da unutulmamalıdır. ( Not: Bağımsız adayların seçilme şansının partili adaylar kadar olması gerektiği düşüncem geçerlidir)

2- Maraş gelişmeleri ilginç boyutlara gidiyor. Gerçek mülk sahiplerinin Mal Tazmin komisyonuna başvurması isteniyor. Ben kişi olarak bunun hazırlıksız bir öneri olduğuna inanmıyorum. Muhtemelen Türkiye’de , hükümet bazı iş insanlarına işareti vermiştir. Mal tazmin komisyonuna başvuracak ve mülklerinin bedellerini isteyecek kişilerin paraları hazırlanmıştır. Bu yöntemle Kuzeyde bir çok mülkün el değiştiğini biliyoruz. Bu başarılı örneklerin Maraş’a da uygulanması yapılacaktır diye düşünüyorum.

3- Acil Durum Hastanesi açıldı. Açıldı da açılmadı. Günlerce bu bina güzel ama içine kimi koyacağımızı vaktiken belirleyelim dedik , maalesef kimse tınmadı. Kurdelalar kesildi ama ertesi gün hiç bir şey yapılmamış gibi oldu. İşin kötü tarafı bu belirsizlik bizi bu güne kadar taşıyan hekim ve diğer sağlık örgütleri arasında tartışmalara yol açtı. Umarım böyle zor bir dönemde onlar olsun yollarını ayırmazlar.

4- Aşılar ardı ardına açıklanıyor. Bu kadarla da kalmıyor bir birlerine “tu kaka” demeye başladılar. Rus Alman ve Amerikan aşıları arasında kimin ipi göğüsleyeceğini bilemiyoruz. Ancak aralarındaki tartışmaları gördükçe insan egosunun bu dönemde bile bastırılamadığını görüp üzülüyoruz. Şunu da ekleyelim. Tüm açıklamalarda ortak olan tek nokta var. MASKE hâlâ en koruyucu araçtır.”